Liberal Düşünce Topluluğu Hürriyet Akademisi Giriş Seminerlerimiz devam ediyor. 06 - 07 Ekim 2013 tarihlerinde Diyarbakır’da birini daha gerçekleştirdik. Seminer hem katılımcılar hem de LDT açısından son derece verimli bir program oldu.
Seminerde Muş, Hakkari, Adıyaman gibi bölge illerinden gelen ve ağırlıklı olarak Diyarbakır’dan katılan, 5 farklı üniversiteden 40’ın üzerinde katılımcı bir araya geldi. Üniversite öğrencilerinin yanısıra bazı bölge kanaat önderlerinin de katıldığı toplantı iki gün boyunca temel liberal ilkeler üzerine sunuş, tartışmalarla devam etti.
Seminerde, LDT Kurucu Üyesi, Yeni Şafak Gazetesi yazarı Prof. Dr. Atilla Yayla “Özgürlük ve Liberal Demokrasi” başlıklı sunumu ile başladı. Yayla sunumunda temel olarak liberalizm ve demokrasi kavramlarını açıklayarak başladı. Sonrasında özgürlük kavramını anlatan Yayla, demokrasinin kendi başına bir şey ifade etmeyeceğini, ancak liberal ilkelerle kurumsallaştırıldığında manalı olduğunu belirtti. Liberal ilkeleri dikkate almayan bir demokrasinin, demokrasiden beklenenlerin çok uzağında sonuçlar doğurduğunu ve liberal ilkeleri içselleştirdikçe demokrasinin kalitesinin yükseldiğini belirtti. Mevcut demokrasilerden ve tarihte yaşanmış tecrübelerden örneklerle, demokrasi ile kasdedilenin alsında liberal demokrasi olduğunu, liberal demokrasi haricinde demokratik olarak adlandırılan rejimlerin eninde sonunda otoriter-totaliter rejimlere dönüştüğünü ifade etti.
İlk günü ikinci sunuşu Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cennet Uslu’nun “İnsan Hakları: Eşitlik ve Özgürlük” başlıklı sunuşu oldu. Uslu genel olarak insan hakları teorisinden bahsederek, insan haklarından ne kasdedildiği, bu hakların kaynağı, ne tür haklar olduğundan ve bu hakların niteliklerinden bahsetti. Özgürlük ve eşitlik kavramlarını insan hakları perspektifinden değerlendiren Uslu, insan hakları kavramının devlet karşısında bireyi korumanın yanı sıra topluluk karşısında bireyi korumanın da en temel meselerden olduğunu vurguladı.
İlk günün ikinci yarısı Katip Çelebi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Buğra Kalkan’ın “Kendiliğinden Doğan Düzen ve Serbest Piyasa Ekonomisi” başlıklı sunuşu ile devam etti. Kalkan, kendiliğinden doğan düzen kavramını çeşitli örneklerle açıkladıktan sonra medeniyetin temel değerlerinin ve serbest piyasa ekonomisinin temellerinden bahsetti. İnsanın kural takip eden bir varlık olduğunu ve kurallı bir toplumda karmaşık bir işleyişin kendiliğinden bir düzen içinde devam ettiğini çeşitli örneklerle anlattı.
İlk günün son sunuşu Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun’un “Türkiye’nin Demokratikleşme Süreci” başlıklı sunuşu oldu. Barış sürecinde gerçekleştirilen önemli insiyatiflerden biri olan Akil İnsanlar çalışmalarında İç Anadolu Bölgesi heyetinde olan Coşkun, son gelişmeleri, Türkiye açısından tarihi bir perspektifi dikkate alarak değerlendirdi. Türkiye’nin temel sorunlarının kaynaklarına ve geçmişlerine de değinerek mevcut durumu analiz eden Coşkun, çözüm konusunda atılan adımları değerlendirdi.
Seminerin ikinci günü Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem’in “Anayasal Vatandaşlık ve Hukuk Devleti” başlıklı sunumu ile başladı. Erdem demokrasi kavramının tarihi gelişiminden bahsederek, iyi yönetim için bir araç olarak gelişen demokrasinin hukuk ile devletin sınırlanması açısından en işlevsel modellerden biri olduğuna vurgu yaptı. Anayasacılık çalışmalarının temel amacının devletin sınırlanması ve işlemlerinin kurallarla denetlenmesi amacını taşıdığını belirtti.
Seminerin son sunuşu Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahattin Karademir’in “Girişimcilik ve Zenginlik” başlıklı sunuşu oldu. Girşimcilik nedir, girişimciliğin özelleikleri nelerdir gibi temel bilgilerden sonra dünyadan başarılı girişim ve girişimcilik örnekleriyle sunuşunu sürdüren Karademir, zenginlik üretmenin en temel araçlarından birinin girişimci ruh olduğunu vurguladı. Küçük ve orta ölçekli girişimlerin ekonomiler arasında azımsanamayacak bir oranda yer tuttuğunu ve insan hayatının kolaylaşmasını sağlamasında iyi girişimcilik hikayelerinin olduğunu söyledi. Karademir, bütün bu zenginlikler ve üretimlerin ancak, iki gün boyunca konuşulan liberal demokrasi, hukuk devleti ve insan haklarının kurumsallaştığı bu kurumları içselleştirmiş bir ve serbest piyasa ekonomisi içerisinde varolacağını, aksi halde girişimciliğin pek mümkün olmadığı ve zenginlik üretimine pek bir faydasının olmayacağını belirtti.
Program, değerlendirme oturumu ile kapandı. Değerlendirme oturumunda katılımcıların birçoğu benzer formatta bir programa ilk defa katıldıklarını belirttiler ve benzer programların daha sık yapılmasını istediklerini vurguladılar. İki gün boyunca 40’ın üzerinde katılımcı semineri dikkate takip ettiler.