Istanbul Network for Liberty 3. Yıllık Konferansı 16-18 Mart 2014’te İstanbul’da Düzenlendi.
Istanbul Network for Liberty Konferansı’na bu yıl Minare Özgürlük Enstitüsü (Minaret of Freedom Institute) işbirliği ile LDT ev sahipliği yaptı. Konferansa Fas, Pakistan, Malezya, Filistin, Tunus, Mısır, Bosna ve diğer Avrupa ülkelerinden 100’e yakın entellektüel, akademisyen, yazar, araştırmacı, iş adamı, düşünce kuruluşu aktivisti ve öğrenci katıldı.
Program Istanbul Legacy Ottoman Hotel’de gerçekleşti. 16 Mart’ta düzenlenen açılış yemeğinde Infol Yönetim Kurulu kurucu üyesi Syed Kamall açılış konuşması yaptı. 17 Mart’ta oturumlar, LDT Genel Koordinatörü Özlem Çağlar Yılmaz’ın ve Network for Free Societies Başkanı Linda Whetstone’un konuşmalarıyla başladı. LDT’nin dini, etnik ya da sosyal farklılık gözetmeksizin 22 yıldır Türkiye’de özgür toplum fikirlerini savunduğunu belirten Yılmaz, LDT’nin deneyimlerini paylaşmaktan ve dünyadaki diğer entellektüel girişimçilerle çalışmaktan ve INFOL ile işbirliği yapmaktan dolayı mutluluk duyduğunu açıkladı. Linda Whetstone, INFOL’un Müslüman dünyasında özgür toplumun fikirlerini keşfetme olan heyecan verici misyonunu vurguladı ve bu etkinliğe cömert bağışlarıyla katkıda bulunan New Direction Foundation for European Reform, AT & T Foundation ve Dutch Network for Muslim Charity Organizations SMHO kuruluşlarına teşekkürlerini sundu.
Moderatörlüğünü Afganistan İktisadi ve Hukuki Araştımalar Organizasyonu başkanı Dr. Mohammad Abul Ahrar Ramizpoor’un yaptığı “Müslüman Dünyasında Akıl ve Gelenek” başlıklı ilk oturumda Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof. Mustafa Acar, rasyonalist ve gelenekçi okullar arasındaki çatışmanın yıkıcı sonuçlarından bahsetti. Acar, tarihi deneyimdeki felsefi kökenlere bakmak için rasyonalist okulun yeniden canlanmasını önerdi. İkinci konuşmacı olan Pakistan Alternatif Çözümler Enstitüsü’nden Dr. Raza Ullah, İslami ortodoksluk kurumlarının özellikle eğitim aracılığıyla nasıl ortaya çıktığı konusunda örnekler verdi ve bunun Müslüman toplumlardaki etkisini analiz etti.
“İslam Birey ve Devlet” başlıklı ikinci oturum Jarl Hjalmarson Vakfı Kıdemli Danışmanı Thomas Cumhur Gür tarafından yönetildi. İlk konuşmacı Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Hasan Yücel Başdemir, Islam’da herhangi tekil bir siyasi literatürün ve belirli bir siyasi sistemin olmamasının nedenlerini değerlendirdi. Başdemir, siyasette dinin rolü üzerine olan ağır tartışmaları ve siyaset felsefesinde ulusal çıkarın (raison d’etat) baskın oluşunu eleştirdi. İkinci konuşmacı Bosna İleri Araştırmalar Merkezi’nden Dzenan Smajic, “İslami devlet” ve “İslami toplum”un nasıl tanımlanacağı konusundan bahsetti. Smajic, Peygamber dönemindeki gibi askeri, polisi ve mahkemeleri olan monarşik bir devletin kastedildiği İslam devletinden ziyade günümüz Müslüman ülkelerinde refah devletlerinin olduğunu iddia etti. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Bilal Sambur İslam’ı içtihatları temel aldığında bireyci bir din olarak tanımlarken; geleneklere dayandığında ise İslam’ın kurumsal bir dine dönüştüğünü iddia etti.
Aksaray Üniversitesi öğretim üyesi Şeyma Akın tarafından yürütülen üçüncü oturumda “Müslüman Ülkelerde Kadının Konumu” üzerinde duruldu. Başkent Kadın Platformu’ndan Dr. Hidayet Tuksal, müslüman ülkelerde, ataerkil uygulamalarda ve kadına yönelik yaklaşımlarda dine referans verildiğinden bahsetti. Tuksal, toplumlarda bireysel özgürlüğün eksik olmasının doğrudan kadını etkilediğini ve erkeklerin temelini İslam’a dayandırmaya çalışarak elde ettikleri uydurma meşruiyetleriyle ayrıcalıklara sahip olduklarını ve bunu sorgulamadan kabul ettiklerini ifade etti. İkinci konuşmacı Mısır Nile News haber spikeri, gazeteci Amira El Kady, eğitimden yoksun toplumlardaki kadının durumu üzerine konuştu ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda özgürlükleri korumada kurumların önemine vurgu yaptı. Arap Bilimsel Araştırma ve Beşeri Çalışmalar Merkezi’nden Souad Adnane, otoriter rejimlerde sadece kadınların değil, çocukların da yaşamlarını tehdit eden problemlerle karşılaştığını, yani siyasi çatışmalarda en dezavantajlı grup olan kadınlar ve çocukların acı çektiğini ifade etti.
“Kapitalizm ve Sekülerizm” üzerine olan ilk günün son oturumu Malezya Demokrasi ve Ekonomik İlişkiler Enstitüsü’nden Wan Saiful Wan Jan başkanlığında gerçekleşti. Aksaray Üniversitesi Araştırma Görevlisi Volkan Ertit kapitalist ekonomik sistemin olduğu yerlerde insanlar arası ilişkilerde ve toplumda dini kültürün oynadığı rolün azaldığını iddia etti. Ertit, bu durumun gönüllü mübadelenin ve özel mülkiyetin belirleyici olduğu ve bununla birlikte zenginliğin otoritelerden bağımsız şekilde yaratıldığı toplumlardaki sekülerleşmeyi gösterdiğini açıkladı. Minare Özgürlük Enstitüsü’nden Dr. Imad ad Dean Ahmad kapitalizm ve emperyalizm üzerine bir konuşma yaptı. Ahmad, Müslüman dünyasında emperyalist güçler tarafından kurulan bazı diktatörlüklerdeki ahbap-çavuş kapitalizminin ve korporatizmin kapitalizm konusunda kötü bir algıya neden olduğunu belirtti ve liberallerin de serbest piyasa düşmanı olan emperyalizme karşı oldukları hatırlattı. Ayrıca, kapitalizme karşı olanların emperyalizmle savaşmak için serbest piyasayı savunmaları gerektiğinin altını çizdi. İlk gün, soru-cevaplarla yorumlar ve tartışmalarla sona erdi.
İkinci gün “Müslüman Toplumlarda Fakirlik, Refah, Sosyal Adalet ve Kamu Malları” başlıklı oturumla başladı. Oturumun başkanlığını Ibn Toufail Üniversitesi’nden Dr. Nouh Al Harmouzi yaptı. Ekonomik tarihçi Benedikt Koehler, erken dönem İslam tarihinde kapitalizmin kökenlerinin olduğunu belirtti. Koehler, vakıfları ve zekât kavramını kapitalizm bağlamında değerlendirdi. Zekâtı gönüllü yükümlülük olarak tanımlayan Koehler vakıfların da toplanan zekât ve sadakanın ürünü olduğunu açıkladı. Koehler ayrıca, İslam tarihinde sivil toplumu ve serbest piyasayı devletin değil, Hz. Muhammed’in oluşturduğunu ifade etti. Bosna Serbest Girişimi Destekleme Deneği’nden Edo Ömercevic Müslümanlara göre fakirliğin çözümü üzerine Bosna’da yürüttüğü bir vaka çalışmasından bahsetti. Ömercevic, Bosna’da Müslümanların Gayrimüslümlere göre devlet müdahalesini daha çok talep ettiğini, fakat Müslümanlar içerisinde de dini pratikleri uygulayan dindar Müslümanların daha çok özel sektörden yana olduğunu ve devlet kontrolünü daha az istediği iddia etti. Liberty Fund kıdemli uzmanı tarihçi Peter Mentzel, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde serbest tüccarlar ve korumacılar arasında gerçekleşen tartışmaların dökümanlarından bahsetti. Mentzel, Osmanlı’nın 1914’te ulusal planlı ekonomiye dönmesiyle 1918’de iflas ve imparatorluğun çöküşünün başladığını ifade etti.
“Müslüman Dünyada Siyaset, Reform ve Ayaklanmalar” başlıklı altıncı oturuma Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Doç Dr. Ahmet Uysal başkanlık etti. Muş Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Aktaş Arap Ayaklanmaları’nın motivasyonlarını ve demokrasi inşasındaki problemleri analiz etti. Arap Bilimsel Araştırma ve Beşeri Çalışmalar Merkezi’nde araştırmacı olan Zineb Benella Arap Baharı’nda liberal reformlara karşı tepkiler üzerine bir konuşma yaptı. Benella, bölgedeki liberal demokrasi ihtiyacından ve sivil toplumun güçlendirilmesinin öneminden bahsetti. İstanbul Ticaret Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Bekir Berat Özipek, bölgedeki seküler ulusalcıların kollektivist olduklarının ve bürokratik elitlerle beraber hareket ettiklerinin altını çizdi.
Öğle yemeğinde katılımcılar köşe yazarı ve Islam Without Extremes: A Muslim Case for Liberty kitabının yazarı Mustafa Akyol’un konuşmasını dinledi. Akyol, neden liberal bir İslam’ı savunduğunu açıkladı ve Müslüman ülkelerin ayakta kalabilmeleri için liberal İslam’ı desteklemelerinin önemli olduğuna inandığını ifade etti.
Öğleden sonraki “Müslüman Dünyada Serbest Piyasa Ekonomisi ve Liberal Demokrasi” başlıklı yedinci oturuma Pakistan Piyasa Ekonomisi Politika Araştırmaları Enstitüsü’nden Ali Salman başkanlık etti. Sultan Slimane Üniversitesi’nden Dr. Hicham El Moussaoui Müslüman dünyasında piyasa ekonomisinin zayıflığının nedenlerinden bahsetti. Cato Enstitüsü’nde siyasi analist olan Dalibor Rohac siyasi İslam’ın ekonomisini anlama üzerine bir konuşma yaptı. Duhok Üniversitesi’nden Dr. Akram Aswad İslam dünyasında liberal demokrasi ve ekonomik kalkınma arasındaki ilişkiden bahsetti. Dr. Aswad ekonomik kalkınma düzeyinin düşük olmasının despotik rejimlerin ve siyasi istikrarsızlığın bir sonucu olduğunu ifade etti.
Son oturum olan müzakere oturumunda, LDT kurucularından Prof. Atilla Yayla bölgedeki problemler üzerine özet bir değerlendirme yaptı. Yayla, dini grupların sivil toplum ve rekabetçi siyaset dışında olmaması gerektiğinin önemine vurgu yaptı. Bölgedeki seküler diktatörlüklerin özgürlüklere ciddi tehdit olduğunu vurgulayan Prof. Yayla liberal demokrasinin istikrar sağlayacağını, hükümetleri değiştirerek toplumsal hoşnutsuzluklara çözüm olacağını savundu. Ayrıca, liberal değerlere önem veren siyasi kültürün zayıf ve yaygın olmadığını belirten Prof. Yayla bazı Müslüman elitlerin bunları sözde “Batı değerleri” olarak niteleyip reddettiğini; öte yandan Batı yaşam tarzına sahip elitlerin de çoğulcu değerleri desteklemediğini ve sosyal mühendislik misyonuyla hareket ettiklerini ifade etti.
Bu oturum boyunca, katılımcılar fikir alış-verişinde bulunma fırsatı elde ettiler.
Konferans süresince, oturumlarda, aralarda ve yemeklerde katılımcılar ve konuşmacılar felsefi tartışmalar yapma fırsatı buldular. Konferans ne tür alanlarda çalışmalar ve entellektüel yatırımlar gerektiğini görmemizi sağlamasının yanında çeşitli kurumlarla yeni işbirliği alanlarını oluşturma konusunda ilham verdi.
Istanbul Network for Liberty 4. Yıllık Konferansı 2015’te Tunus’ta gerçekleşecek. Kesin tarihler ve program detayları yakında açıklanacak.