Liberal Düşünce Dergisi, Sayı 80, Güz 2015
Editörden: Mülteciler Hoş Geldi Safa Geldi
- Göç ve Hürriyet, Chandran Kukathas
- Göç Konusuna Özgürlükçü Yaklaşım: Açık Göç Politikaları, Selman Salim Kesgin
- Suriyeli Sığınmacılar ve “Koruma Sorumluluğu”, Gökçe Hubar
- Türkiye’deki Suriyelilerin Toplumsal ve Ekonomik Uyumu, Arda Akçiçek
- 2015 Yazı Yarışması Ödüllü Yazılar
1500 Dolarlık Sandviç - Ahmet Bilal Arpa
Aynı Olmamanın Erdemi - Yavuz Selim Erfidan
Özgür Toplumun Hasatı - Hasan Çörtük
- İslâm Karşısında Sekülerizm: Müslüman Demokratlar ve Üçüncü Bir Yol, Ed Husain
- 1923-1946 Döneminde Türkiye’de Uygulanan İktisat Politikalarının Kuşatıcı ve Dışlayıcı Kurumlar Çerçevesinde Analizi, Cengizhan Yıldırım
- Türkiye’de Siyasal Yolsuzluk: Açmazlarımız Hakkında Bazı Notlar, Tanel Demirel
- Liberal Demokrasinin Kayıp Halkası, Ünsal Çetin
- Richard Cantillon: İktisadî Teorinin Doğuşu, Mark Thornton
- Röportaj: Özlem Çağlar Yılmaz ile Liberalizm, Türkiye ve Liberal Düşünce Topluluğu üzerine
Mülteciler Hoş Geldi Safa Geldi
Akşam eve giderken üşümemek için adımlarımızı sıklaştırdığımız caddelerde, yol kenarlarında görürüz onları. Bazen buz gibi bir havada veya yağmur altındadırlar, bazen bir otobanda, trafiğin sıkıştığı yerde bulurlar bizi.
Bilmenin yüklediği sorumlulukla yüzleşmemek için bazıları bakışlarını kaçırır onlardan. Ama hızla yanından geçtikleri kadınların, erkeklerin, çocukların bakışları yine de takılır zihinlerine. Bu yüzden de onlara ve onları “getirenlere” kızarlar. Bazıları ise elinden geldiğince kol kanat germeye çalışır onlara, saygı duyar ve sorumluluk hisseder. Soğuğa, açlığa ve ayrımcılığa karşı onların yanında durur.
Aslında eski bir hikâyedir yaşanan. İnsanlık tarihi boyunca insanlar çeşitli sebeplerle evlerini, yurtlarını terk ederek başka diyarlara, başka ülkelere savrulmuşlardır. Ve yine insanlık tarihi boyunca, gittikleri yerde bazıları insanca davranmıştır onlara, bazıları horlamış, aşağılamış, ezmiş, katletmiştir.
İki tutum, iki farklı ahlâk anlayışını gösterir bize. İnsan onuruna yaraşır bir dünya ile “insanın insanın kurdu” olduğu bir dünya arasındaki farktır söz konusu olan. Bu ayrımda sığınmacılar için adaletten yana olanlara düşen, bulundukları her yerde onların insan onuruna yaraşır bir muamele görmelerini sağlamaktır. Bunun için ayrımcı tutum ve fikirleri geriletilmek ve çürütmek, fikrî ve siyasî atmosferin sığınmacılar lehine değişmesi için gayret sarf etmek önemlidir.
İşte bu sayının dosya konusunun göç ve sığınmacılara ayrılmasının, dosya kapsamındaki çalışmaların entellektüel değerinden öte bir anlamı var.
Bu bağlamdaki ilk yazı Chandran Kukathas’ın, “Göç ve Hürriyet” başlıklı çalışması. Kukathas yazısında göç kontrolleri ülkeye girişi engellenen insanlardan daha çok o ülkenin vatandaşları üzerinde denetim kurulması anlamına geldiğini savunarak, sorunun sadece artan göç bürokrasisi maliyeti değil, aynı zamanda gözetleme altında yaşamak zorunda kalmak olduğunu ifade ediyor ve “belki bu sorun üzerinde bu kadar az duruluyor olmasının sebebi, hayatlarımızı devlet gözetlemesi altında yaşamaya alışmış olmamızdır” diyor.
Sonraki yazı Selman Salim Kesgin’e ait. Kesgin, göçü güvenlikçi perspektiften ele almanın ve göç sürecini planlamacı bakış açısıyla yönetmenin metodolojik sorunlarla malûl olduğunu savunuyor ve bireyin hareket serbestisini, çalışma ve mülkiyet hakkını göz ardı etmeyen “açık göç politikaları” yaklaşımını öneriyor.
“Suriyeli Sığınmacılar ve ‘Koruma Sorumluluğu’” başlıklı yazısında Gökçe Hubar ise bu sorumluluğun hukukî olarak da geçerli olması gereken üç temel dayanağından hareketle Suriyeli sığınmacıların durumunu mercek altına alıyor.
Arda Akçiçek ise çözümün Suriyeli sığınmacıları şimdiden ekonomik hayata dahil etmekten geçmekte olduğunu tespit ediyor ve bu kapsamda devlete düşen en önemli görevin zorlaştırıcı etkenleri ortadan kaldırmak ve oluşabilecek hak ihlâllerini engellemek olacağını ifade ediyor.
Athina Gkouti ise, Türkiye’deki Suriyeli kadın sığınmacıların sağlık hizmetlerine erişebilmeleri meselesini ele aldığı makalesinde, genel sağlık politikalarının kadın sığınmacılar açısından yeterli olmadığının altını çiziyor. Sığınmacılara yönelik sağlık hizmetlerinin dayandığı Türkiye mevzuatını değerlendirerek, bu konudaki sağlık yardımı ve koruma sisteminin, sürdürülebilir ve cinsiyete duyarlı bir karaktere sahip olması gerektiğinin altını çiziyor.
Liberal Düşünce Topluluğu’nun düzenlediği “Çoğulcu ve Özgür Toplum İnsan Medeniyeti için Ne Vaat eder?” başlıklı 2015 yılı yazı yarışmasında katılımcılar sığınmacılık, ulus devlet, serbest ticaret, zenginlik ve barış konuları etrafında tartıştılar. Bu sayıda konusu ana temamızla da ilişkili olan yarışmada dereceye giren üç genç arkadaşımızın yazılarına yer veriyoruz. Ben başarılarından dolayı kendilerini tebrik ediyorum, eminim okuyunca siz de edeceksiniz.
Dergide başka konular ve onlarla ilgili yazılar da var elbette.
Ünsal Çetin, liberal demokrasinin siyasî ve iktisadî, bütün boyutlarıyla hâkim olması gerektiğini vurgularken ihmal edilen para politikasının bu bütünlüğü zedeleyeceğini anlatıyor. Çetin, malî kurala ve verimlilik normuna dayanan para politikasının fiyat sisteminin etkinliğini yükselterek hukukun üstünlüğü ve devletin tarafsızlığı ilkelerini destekleyeceğini ortaya koyuyor.
Cengizhan Yıldırım, 1923 – 1947 dönemi Türkiye’sinde uygulanan iktisat politikalarını Daron Acemoğlu ile James Robinson’un Ulusların Düşüşü isimli eserinde açıkladığı kuşatıcı ve dışlayıcı kurumlar bakımından inceliyor. Yıldırım, yeni devletin kurucu dönemi sayılacak bu yıllarda dışlayıcı kurumların tesis edildiğini kanun ve kurum örnekleriyle anlatıyor.
Tanel Demirel’in “Türkiye’de Siyasal Yolsuzluk: Açmazlarımız Hakkında Bazı Notlar” başlıklı makalesi ise, yolsuzluk konusundaki genel geçer yaklaşımların ötesine geçerek, konuyu gündelik tartışmalarda yer verilmeyen boyutlarıyla birlikte ele alıyor.
“İslâm Karşısında Sekülerizm: Müslüman Demokratlar ve Üçüncü Bir Yol” başlıklı makalede ise Ed Husain, dinî veya seküler otoriteryenizmin karşısında Müslüman demokratların temsil ettiği alternatifin önemini değerlendiriyor.
Son olarak bu sayıda liberalizm, Türkiye ve Liberal Düşünce Topluluğu üzerine, LDT Genel Koordinatörü Özlem Çağlar Yılmaz ile yapılan kapsamlı bir röportaja da yer veriyoruz. Çağlar röportajı uzun ama okunmaya değer.
Herkese iyi okumalar...
Bekir Berat Özipek