Liberal Düşünce Sayı 98 Yıl 25 Bahar 2020
Editörden
MAKALELER / ARTICLES
COVID-19 Sonrası Yerleşik İktisadi Anlayışın Değişimine İlişkin Beklentilere Eleştirel Bir Yaklaşım
A Critical Approach to the Expectations on the Change of the Conventional Economic Understanding after the COVID-19 Outbreak
Mehmet Levent Yılmaz
Türk Muhafazakârının Devrimci Pratikle İmtihanı: İmparatorluktan Demokratik İmparatorluğa
The Trial of the Turkish Conservative with Revolutionary Practice: From Empire to Democratic Empire
Bengül Güngörmez Akosman
The Interdependence of Bitcoin and Financial Markets: A Copula-Garch Approach
Finansal Piyasalar ve Bitcoin Bağımlılığı: Copula-Garch Yaklaşımı
Mustafa Salim Erek & Binali Selman Eren
Farklılaşan Ötekiler: Kürtlere ve Suriyeli Sığınmacılara Yönelik Ekşi Sözlük’te Yer Alan Temsillerin Karşılaştırılması
Differentiated Others: Comparison of Representations of Kurdish People and Syrian Immigrants in Ekşi Sözlük
Berfin Çakın
Türkiye Siyasî ve Toplumsal Hayatında Başörtüsünün Değişen Anlamları
The Varying Meanings of Headscarf in Turkish Political and Social Life
Sema Akboğa
Klasik Dönem Osmanlı’da Dinin İktidar ve Halk Arasındaki Meşruiyeti
Legitimacy of Religion Between Government and People in the Classical Ottoman Period
Yunus Koç
Totaliterizm ve Dezenformasyon
Totalitarianism and Disinformation
Atilla Yayla
ÇEVİRİ / TRANSLATION
Hukukun Üstünlüğü mü, Merkez Bankalarının Üstünlüğü mü?
The Rule of Law or the Rule of Central Bankers?
Lawrence H. White
Bireysel Özgürlük ve “Beşeri Bilimler”
Individual Liberty and “The Humanities”
George B. de Huszar
Sosyalizmin Akılsızlığına Dair En İyi Kitaplar
Best Books on the Folly of Socialism
Williamson M. Evers
Editörden
Liberal düşünce dergisinin mevcut sayısında nitelikli akademik makaleler yer almaktadır. Farklı disiplinlerden makalelerden oluşan yeni sayıyı okurken, global düzeyde yaşanan salgının sebep olduğu yeni ruh haline ve yeni tarz hayata uymaya çabalıyoruz. Eğitimden sağlığa, sosyal ilişkilerden siyasal sorunlara ve iktisadî süreçlerin yeniden yapılanmasına kadar oldukça geniş yelpazede etkiler yaratan pandemi, doğal olarak yazım ve yayım süreçlerini de etkilemektedir.
Nitekim Gılgamış Destanı’ından Marquez’in Kolera Günlerinde Aşk’ına klasik ve modern edebiyatın insan varoluşunu bireysel ve sosyal düzlemde dille aktardığı özgün bir edebiyat tarihi de bulunmaktadır. Keza günümüz edebiyatı Covid-19 adıyla bilinen virüsün yarattığı derin etkiyi yakalamaya çalışmaktadır. Bu bağlamda sosyal medyanın ve çağdaş teknolojik imkânların yarattığı olumlu etki göz ardı edilemez. Yeni koşulların şaşkınlığını yaşarken; bir yandan alışkanlıklarımızı muhafaza etmek, sağlık tehdidine maruz olmak bakımından da yeni davranışlar edinmek ve bunları kalıcı kılmak için çabalamak gerekmektedir. Şüphesiz farklı tarihsel kesitlerde olduğu gibi, mevcut zaman diliminde yaşadığımız süreç, belli kırılmalar yaratmaktadır. Tehditler kadar fırsatların da ortaya çıktığı bir vakıadır. Nitekim, pandemi belli iktisadî sorunlar yaratırken, çevresel rehabilitasyonlar oluşturduğu; oluşan eylemsizliğin yarattığı temiz hava ve kentlerin sessizleşmesi bu sürecin sonucunda ortaya çıkmıştır.
Global düzeyde yaşanan sağlık sorunu ölüm kaygısını tetiklerken, bir yandan da global düzeyde ve daha özel olarak Batı dışında yaşanan derin politik sorunların ve çatışmaların farklı açılardan değerlendirilmesi için imkânlar da sunmaktadır. Ancak bu tür değerlendirmelerin bir kısmının, “kapitalizmin yarattığı sorun” gibi ezberlenmiş analizlerin ötesine gitmediği de aşikârdır. Hayatın anlamına yönelik sorgulamalar, dinî ve ideolojik tutumların çözülmesi ve belirginleşmesi de başka önemli bir husus olarak durmaktadır.
Dikkat edilmesi gereken önemli bir konu da özgürlük ve sorumluluk bağlamında yaşanan somut sorunlar ve buna yönelik kamu otoritelerinin takındığı tavırdır. Kamu otoriteleri bu amaçla özgürlükleri kısıtlama yoluna giderken, bir yandan da doğal eğilim olarak otoriteyi tahkim etmek gibi eğilimleri uygulamaya almaktadırlar. Buna mukabil özgürlüğün sorumluluk gerektirdiği ilkesinden hareketle, bireysel ve toplumsal insanî davranışların yeterli hassasiyeti oluşturmadığı da iddia edilebilir.
Mezkur virüsün yol açtığı ve daha çok dede ve nineleri torunlarından ayıran ölümler, hepimize derin hüzünler yaşatmaktadır. İktisadî hayatın daralması, işsizlik gibi hadiselerin artması da sosyal sorunlar yaratmaya devam etmektedir. Buna rağmen her alanda insan faaliyetleri kaçınılmaz olarak devam edecektir. Zira insan sonlu bir varlık olarak ölüm gerçeğinden kaçınamaz.
Hastalıklar, savaşlar, kıtlık benzeri olgularla bir yandan mücadele edebilmek, tehdidin büyüklüğüne rağmen eylem içinde olmayı zorunlu kılmaktadır. Tüm bu görüş ve düşüncelerin yarattığı bulanık ruh haliyle iyi okumalar diliyorum!
Editör
Alim Yılmaz