başlıklı doktora teziyle
Prof. Dr. Ahmet Uzun, Dr. Can Gürlesel ve Prof. Dr. Selahattin Togay'dan oluşan jüri tarafından
ödüle layık görülmüştür.
İlk olarak 2020 Yılında ilan edilen İktisat Ödülü başvuru ve sonuçlandırma tarihleri pandemi şartları sebebiyle uzatılmış ve 2021 yılına ertelenmiştir. Başvuru yapan tüm katılımcılara ilgileri için teşekkür ederiz ve bundan sonraki çalışmalarında başarılar dileriz.
Dr. Cihan Güneş'in sunuşunu ve Ödül Programını bu bağlantıdan izleyebilirsiniz.
Birincisi aşağıdaki şartlarla ilan edilen İktisat Ödülü programının N. Cenk Sayber’in değerli katkılarıyla her yıl düzenlenmesi planlanmaktadır.
Başvuru Şartları
Ø İnsanlık medeniyetinin gelişmesinde, zenginliğin ve refahın artışında mülkiyet hakkının, sözleşme hürriyetinin, işbölümünün, rekabet ve ticaret serbestisinin rolünü vurgulayan veya dikkate alan veya münhasıran göz ardı etmeyen
Ø Politik ekonomi, iktisat felsefesi, para veya maliye alanlarını da içine alacak şekilde iktisat ve/veya finans alanında yapılmış çalışmalarla;
Ø Her yıl ilan edilecek belirli tarihler arasında tamamlanmış ve/ veya yayımlanmış olan bir makaleden daha kapsamlı araştırma, tez, kitap niteliğinde;
Ø Yüksek lisans ya da doktora tezleri ile ve/veya
Ø Felsefî, teorik denemelerle, araştırma raporu, kamu politikası analizi veya önerisi içerikli eserlerle de başvuru yapılabilir.
Karadeniz'de Uluslararası Ticaret ve Kurumların Rolü (1830-1914),
Dr. Cihan Güneş
Önsöz’den
Ticaretin toplumların refah düzeyini iyileştirici bir gücü vardır. Ticarete bireysel açıdan baktığımızda mevcut durumumuzu iyileştirme motivasyonuyla çalıştığını söyleyebiliriz. Bunun için maliyetlerimizi ve kazançlarımızı düşünerek hareket ederiz. İkinci Dünya Savaşı esnasında orduda görev yapan İngiliz iktisatçı R.A. Redford, esir kampına düşer ve bu kamptaki gözlemleri üzerine “P.O.W. Kampının Ekonomik Organizasyonları” başlıklı bir makale yazar. Bu makaleye göre yardım malzemesi paketi alan esirler, kullanmadıkları ürünleri değiş-tokuş etmenin bireysel tatminlerini arttırdığını farkederler. Bu mübadele iki açıdan önemlidir. Birincisi; ürünlere en çok değer verenlerin elinde toplanmasını sağlayarak kaynak dağılımındaki hataları düzeltmesidir. İkincisi ise mübadele sonucunda tüm katılımcıların mutlu olmasıdır. Uluslararası ticarete bakıldığında ise bağımsız bireyler gibi ülkeler de yaptıkları en iyi faaliyetlerini gönüllü mübadele ederek birbirlerinin farklılıklarından faydalanırlar. Aynı zamanda ülkeler ticaret yaparak üretimde ölçek ekonomisi de sağlayabilirler. Kaynakların kıt olduğu dünyamızda gönüllü mübadeleler, refah ve verimlilik yaratmaktadır. Ticaretin dünya üzerinde genişleme potansiyelinin arkasında bu düşünceler yatmaktadır.
Bu çalışma da bu düşünceler etrafında Karadeniz ticaretinin araştırılmasıdır. Bu araştırma üç temel yanılgı üzerine hareket etmiştir. Bunlardan ilki; ticaretin sadece bir tarafın kazançlı ayrıldığı, sıfır toplamlı bir oyun olduğu yanılgısıdır. Tarihsel örnekler gönüllü mübadelelerin çift taraflı bir kazanç sağladığını göstermektedir. İkincisi; serbest ticaretin ve kapitülasyonların ülke ekonomisine zarar verdiği yanılgısıdır. Yine tarihsel örnekler 19. yüzyılda bile serbest ticaret yapabilmenin tahmin edildiği kadar olumsuz sonuçlar yaratmadığını göstermektedir. Üçüncü yanılgı ise Osmanlı’nın uluslararası ticaretini yarı sömürgeleşme ve bağımlılık paradigmasıyla okumaktır. Bu çalışma göstermektedir ki; bu paradigmalar, Karadeniz ticareti üzerindeki gelişmeleri açıklayabilmekte yetersizdir. Bu çalışma temel olarak ticaret kurumunu daha iyi anlayabilmeye dair bir çabadır.