Türkiye’de Dernekleşme Özgürlüğünün Gelişmesi için Yapılması Gerekenlerle İlgili Öneriler
Türkiye'de örgütlenme özgürlüğünü sınırlandıran geniş ve yaygın bir mevzuat ve çok sayıda uygulama mevcuttur. Bunlar, sivil toplum örgütlerinin kurulabilmesini güçleştirmekte, STK'lara kurucu olabilmenin şartlarını ağırlaştırmaktadır. Bazı ad, işaret ve dilleri kullanma yasağı ve uluslararası faaliyete engel koyma gibi insan haklarına aykırı ve demokratik bir siyasi düzenin temel ilkelerini zedeleyici sınırlamalar her yere yerleşmiştir.
Dernekler Kanununun hazırlanması esnasında, olağanüstü şartların da zorlamasıyla, demokratik ilkelere, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve hukuk devleti ilkelerine bağlı kalınmaması bu kanunun fevkalade kısa bir zamanda uygulanabilirlik vasıflarını önemli ölçüde kaybetmesine sebep olmuş ve köklü bir değişikliği zorunlu hale getirmiştir.
Dernekleri denetlemekten öte, korumak ve geliştirmek gereklidir. Devletçilikten çok bireysel ve gönüllü insiyatifin gerekli ve zorunlu olduğunun iyice anlaşıldığı günümüzde demokratik ülkelerde bir çok kamu hizmet ve görevinin başını çektiği kuruluşlara olan derneklerce yerine getirildiğini unutmamak gerekir. Eğitim ve sağlık konusundaki dernek faaliyetleri bu konuda iyi örnekler oluşturmaktadır.
Avrupa Birliği adayı olan ve demokratik bir hukuk devleti olma iddiasına sahip ülkemizde de sivil toplum ve gönüllü kuruluşlardan olan derneklerin serbestçe kurulabilmesi, bunlara gönül rahatlığıyla üye olunabilmesi, bunların faaliyetlerini azami özgürlük içinde yürütebilmesi ve dernek tüzel kişiliklerinin nasıl sona erdirilmesi hususlarında demokratik düzenlemelerin yapılması bir ihtiyaçtır.
Yapılması gereken değişikliklere yönelik öneriler şu şekilde sıralanabilir.
• Dernekler mevzuatı çağımız sivil toplum anlayışının oldukça gerisindedir. Dernekler mevzuatında esaslı değişiklikler yapılmasına ihtiyaç vardır.
• Yasak ve sınırlamalar yerini serbestliğe ve özgürlüğe bırakmalıdır.
• Kanunlarda ayrıntılı kısıtlayıcı normlar yer almamalıdır. Kanunlar sadece ilkeleri ortaya koymalıdır.
• Uluslararası faaliyet için Bakanlar Kurulu kararına gerek olmamalıdır.
• Dernekler için kayıt zorunluluğu olmayan bir sicil oluşturulmalıdır.
• Dernek tüzel kişiliği dernek kurmak yönünde irade açıklaması ile kazanılmalıdır.
• Özel bir dernekler kanununa gerçekten ihtiyaç olup olmadığı sorgulanmalıdır. Dernekler Özel bir kanuna dayanmadan da varlıklarını ve faaliyetlerini sürdürebilirler.
• Dernekler Kanununun uygulama alanı dernekler dışına taşmamalıdır.
• Tüzel kişiler de dernek kurabilmeli, derneklere üye olabilmelidir.
• Dernek kurabilecek olanlarla ilgili daha genişletici bir anlayış geliştirilmelidir. Mesela, eski mahkumlar da örgütlenme özgürlüğüne sahip olmalıdır.
• Dernek kuruluşu için iki kişinin bir araya gelmesi yeterli sayılmalıdır.
• Kamu kurumlarının mensuplarının üye olabileceği derneği belirleyebilme yetkisi kaldırılmalıdır.
• Üyeliğe kabule ve üyelikten çıkarmaya Dernek Yönetim Kurulu değil, Genel Kurul yetkili olmalıdır.
• Derneklerin Federasyon ve Konfederasyon kurması kolaylaştırılmalıdır.
• Derneklerin uluslararası ilişkiler kurması ve geliştirmesi önündeki engeller kaldırılmalıdır.
• Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Türkiye dışında faaliyet gösteren bir sivil toplum örgütüne izin alma gereği olmadan üye olabilmelidir.
• Uluslararası faaliyette bulunmak amacıyla dernek kurulabilmelidir.
• Türkiye'de kurulan dernekler yurt dışında kurulmuş ulusal veya uluslararası dernek veya kuruluşlara katılabilmelidir.
• Merkezi yurt dışında bulunan derneklerin Türkiye'de şube açabilmeleri kolaylaştırılmalıdır.
• Uluslararası faaliyet konusunda Bakanlar Kurulu izni şartı kaldırılmalıdır.
• Basın Açıklaması, bildiri ve benzeri yayınlarda bulunma hakkı konusundaki kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
• Derneklerin kamu yararına çalışanlar ve çalışmayanlar olarak tasnife tabi tutulmasına ve buna dayanan ayrımcılığa son verilmelidir.
• Çok sayıda defter ve belge tutulmasını içeren aşırı kırtasiyecilik, bürokratik işlem ve yükümlülükler asgariye indirilmelidir.
• Dernekler siyasî amaç güdebilmelidir.
• Derneklerin faaliyet yasağının alanı daraltılmalıdır.
• Derneklerle ilgili suç ve cezalar sadece Türk Ceza Kanununda yer almalıdır.
• Derneklerin tescili emniyet dışında başka sivil birimlerce yapılmaktadır.
• Yersiz kolluk müdahalelerine karşı dernek merkezleri güvenceye kavuşturulmalıdır.
• Derneklerin devlet yönetiminde, ilgi alanları ile ilgili konularda, karar alma sürecine katılımı sağlanmalıdır.
• Ekonomik ve Sosyal Konseyde Derneklere yer verilmelidir.
• Türk Ceza Kanununun 143. maddesi yürürlükten kaldırılmalıdır.
• 3335 sayılı Uluslararası Nitelikteki Teşekküllerin Kurulması Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmalıdır.
• Derneklerde üye olmak ve çalışmak bir külfet olmaktan çıkarılmalı ve teşvik edilmelidir.
• Dernek merkezine denetçi gönderilmesi uygulaması değiştirilmelidir.
• Emniyet denetimi yerini sivil denetime bırakmalıdır.
• İçişleri Bakanlığının hiyerarşik yapısında yer almayan bağımsız bir denetim ve destekleme kurumu kurulmalıdır.
• Derneklerin denetim konusundaki çok başlılık ortadan kaldırılmalıdır.
• Dernek denetçilerinin bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmalıdır.
• Dernek denetçileri emniyet bünyesinde çalışmamalıdır.
• Denetçiler yoluyla denetime istisnai durumlarda başvurulmalıdır.
• Dernek denetiminde beyan sistemi esas olmalıdır.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.